Büyük Türkçe Sözlük
* İsteği kalmayıncaya kadar yemek, açlığı kalmamak.
* Yeter bulmak, kanmak, tatmin olmak.
* Bir ihtiyacını yeteri kadar karşılamak.
* (olumsuz...
* Doymak bilmeyen, aç gözlü.
* Doymaz olma durumu, aç gözlülük.
* Bir şey yiyerek tok duruma gelmiş.
* İsteği kalmamış, isteği giderilmiş, tatmin olmuş.
* Doyma durumuna gelmiş (gaz, sıvı veya elektromıknatıs)...
* Doyulmak durumu.
* Doymak.
* Eldekinden hoşnut olma durumu, yetinme, kanma, kanaat.
* Bazı istekleri giderme, tatmin.
* Gösterişsiz, küçük lokanta.
* tadına doyulmamak, bir şeyden bıkılmamak.
* Doyumu bulunan.
* Doyulacak kadar (miktar).
* Çapul, yağma.
* Bir türlü tatmin olmayan, bıkılmayan.
* Doymama durumu.
* Tatmin olamama, cinsel birleşmede orgazma ulaşamama.
* Doyunmak işi veya durumu.
* Yeteri kadar yemiş olmak, doymak.
* Bir sıvının içinde eriyerek onu doyma durumuna getiren (madde).
* Bir çelik çubuğu doyma durumuna getiren indükleyici manyetik alan.
* Kendi sıvısı ile doyma durumunda olan buhar.
* Doyurmak işi.
* Açlığını gidermek.
* Geçindirmek, yaşamasını sağlamak.
* Kandırıcı, inandırıcı, yeterli olmak, tatmin etmek.
* Para yedirmek.
* Bir maddenin...
* Doyurma özelliği bulunan, tatminkâr.
* Kandırıcı, inandırıcı, yeterli.