Büyük Türkçe Sözlük
* Tırtıklatmak işi.
* Tırtıklamak işini yaptırmak.
* Tırtığı olan.
* Kelebek kurtçuğunun yumurtadan çıktıktan sonra krizalit oluncaya kadarki durumu.
* Çevresinde kertikler bulunan ve işlenecek parça üzerine...
* Henüz yumuşak olan bir parçayı metal bir tırtılla süsleme.
* bir şeyin yanlarını diş diş kesmek.
* Tırtıllanmak işi.
* Tırtıl üşüşmek.
* Kenarlarında tırtıl olan.
* Sebzeleri süslü ve kolay kesmek için kullanılan mutfak bıçağı.
* Tırtıla benzeyen.
* Söğüt, kavak, fındık gibi Bazı bitkilerin tırtılı andıran çiçek durumları.
* Zar kanatlılardan, uzun gövdeli, uzun duyargalı, kurtçuk evresini tarım bitkilerine zarar veren böcekler üzerinde geçiren bir böcek türü...
* Bitkisel, hayvanî ve madenî maddelerin karışımından yapılan macun, panzehir.
* Afyon, tütün, kahve, çay gibi keyif veren maddelere alışmış olan (kimse).
* (karagöz oyununda) Yaşlı ve afyon içmeye alışmış kimse.
* Bir şeye...
* Tiryaki olma durumu, iptilâ.
* bir şeye çok düşkün olmak.
* Kaz, kedi, yılan vb.nin çıkardığı ses.
* (bir yerde) hiç ses olmadığını anlatır.
* Tıslamak işi.
* (kaz, yılan, kedi) Tıs diye ses çıkarmak.
* Ağır yük altında iniltiye benzer sesler çıkarmak.
* Haksızlığını anlayıp susmak, sesi soluğu kesmek...