Büyük Türkçe Sözlük
* Atmosferde bir alçak basınç alanıçevresinde hızla dönen rüzgârların oluşturduğu şiddetli fırtına, kiklon.
* Sıkmak işi.
* Bir tür pantolon veya şalvar.
* Dar bir tür kadın yeleği.
* Sıkılmaya, suyu alınmaya elverişli.
* Bayat ekmeğin su ile ıslatılıp...
* Kadınların ince bir kumaşla saçlarınısararak yaptıkları bir saç bağlama biçimi.
* Bu şekilde taranan saçın bir örtüyle tamamen kapatılmışhâli.
*...
* Kompresör.
* Çevresine sarılarak veya bir şey sararak çepçevre basınç altına almak.
* Basınçla suyunu, yağını, sıvıkısmınıçıkarıp akıtmak.
* Dar gelmek.
*...
* Sıkılmaya elverişli.
* (erkek için) Cinsel ilişkide bulunmak.
* Çıngıraklı çocuk oyuncağı.
* aldırma, önem verme!.
* kov, defet!.
* defol!.
* Bayağı, aşağılık, adî.
* başını alıp gitmek.
* Tahkimat birimlerinin oynamasını veya kaymasını önlemek amacıyla birim ile arazi arasında kalan boşluklara sıkıştırılan bir tür takoz.
* Defolup gitmek.
* "olmadı, yeniden yapalım" anlamında kullanılır.
* Bir süre ayrıkaldığı bir yere veya yakınlarına kavuşmak.
* (gurbetteki bir kimse için) Doğup büyüdüğü ve özlediği yer.
* Yurtsama, yurt özlemi.
* Zarf-fiil.
* Memleketine, doğup büyüdüğü yere dönerek yakınlarına kavuşan kimse.
* Savunmak veya saldırmak amacıyla kullanılan araç.
* Savunmak veya saldırmak için kullanılan, başvurulan her şey.