Büyük Türkçe Sözlük
* Haftanın altıncı günü, perşembe ile cumartesi arasındaki gün.
* Cuma namazı.
* Perşembeyi cumaya bağlayan gece.
* Cuma günü öğlen ibadetinde cemaatle kılınan namaz.
* Haftanın yedinci günü, cuma ile pazar arasındaki gün.
* özentili fakat zevksiz süslenmek.
* Yapıların üst katlarında, ana duvarların dışına, sokağa doğru çıkıntıyaymış balkon.
* Eski evlerde pencere hizasından sokağa doğru çıkıntısı...
* Suya düşen bir cismin çıkardığı sesi anlatmak için düşmek fiiliyle birlikte kullanılır.
* Takla.
* Cumbalamak işi.
* Bir parçanın dar kenarındaki testere izi veya benzeri girinti ve çıkıntıları düzeltmek.
* Cumbalatmak işi.
* Cumbalamak işini yaptırmak.
* Cumbası olan (yapı).
* Cumbası olmayan (yapı).
* Aşırı ölçüde içilmiş içkinin veya yenmiş sulu yemeğin vücutta çıkardığı sesi anlatır.
* Cumbuldamak işi.
* Bir kabın içinde çalkalanıp ses çıkarmak.
* Cumbuldatmak işi.
* (bir sıvı için) Bir kabın içinde çalkalamak.
* Toplu olarak, hepsi birden, cumhur cemaat.