Büyük Türkçe Sözlük
* Düzenleyen, hazırlayan, sıraya koyan.
* (basım evinde) Dizgici.
* Bir basım evinde dizgicilerin çalıştığı bölüm.
* Dizgicilik.
* Bir düşüncenin taraftarı veya yayıcısı.
* Miras bırakan, mirasçı.
* Bir tarikat şeyhine bağlanarak ondan tasavvufun yollarını öğrenen, onun doğrultusunda ilerleyen kimse.
* Mürit olma durumu.
* Doğru yolu gösteren, kılavuz.
* Müritlerine tasavvufu öğreten, sırları ve gerçekleri gösteren tarikat şeyhi.
* Mersin ağacı.
* Ölmüş, gebermiş (hayvan).
* ölmek, gebermek.
* oyuna gelmemek.
* Yeni düzene karşı direnen gerici.
* Yükselen, yüksek bir yere çıkmış olan.
* Yüksek, yüce.
* (para, kazanç karşılığı olarak) Kötü, uygunsuz işler çeviren.
* Rüşvet yiyen, yiyici.
* İz düşüm, projeksiyon.
* Müslümanlığı bırakıp başka bir dine geçmiş olan (kimse).
* Geçme, bir taraftan girip diğer taraftan çıkma.
* Geçip gitme, sona erme.
* Geçmelik.
* Süre aşımı, zaman aşımı.