Büyük Türkçe Sözlük
* Düğünü yöneten kimse.
* Düğün olmadan, düğün yapmadan, düğünü olmayan.
* bir yardımına karşılık olarak bekâr bir kimseye çok büyük bir yardımda bulunma sözü olarak kullanılır.
* İnce bulgur.
* Girme, giriş.
* Giriş ücreti.
* Giriş belgesi, girimlik.
* Bazı devletlerde prensten sonra gelen en yüksek soyluluk unvanı.
* Dük unvanının eskiden kullanılan biçimi.
* Bir çeşit Venedik altın akçesine verilen ad.
* Bir dukanın yönetiminde bulunan ülke.
* Perakende satış yapan esnafın, küçük zanaat sahiplerinin satış yaptıkları veya çalıştıkları yer.
* Görevli olarak çalışılan yer, işyeri.
*...
* Dükkân işleten kimse.
* Dük olma durumu.
* Bir dükün yönetimindeki ülke.
* Eşi ölmüş veya eşinden boşanmış (kadın veya erkek).
* (kadın veya erkek için) eşi ölmek.
* Dulaptal otugillerin örnek bitkisi olan, Kuzeydoğu Anadolu dağlarında yetişen çiçekleri güzel kokan, çalı görünüşünde, çok yıllık bir bitki...
* Örnek bitkisi dulaptal otu olan, taçsız iki çeneklilerden bir familya.
* Birleşikgillerden, hekimlikte kullanılan bir bitki (Arctium tomentosum).
* Yağmur, güneş ve rüzgârın etkileyemediği gizli, kuytu yer, siper.
* Esirgeme, koruma, himaye.
* üstüne çekmek, örtünmek, koruyacak biçimde sarınmak.