Büyük Türkçe Sözlük
* Boagillerden, yalnız Güney Amerika'da yaşayan, zehirsiz, çok iri, güçlü bir yılan (Boa constrictor).
* Kadınların boyunlarına aldıkları yılan...
* Avlarını yutmadan önce uzun gövdeleriyle sarıp sıkarak boğan ve ezen sarılgan yılanları kapsayan zehirsiz yılanlar familyası.
* Sürüngenler sınıfının, yılanlar takımının bir bölümü.
* Makara.
* Fotoğraf filmi rulosu.
* (kâğıt ve karton için) Tampon silindiri veya mihver boru etrafına sarılmış kâğıt veya kartonun sürekli...
* Dağınık iplik bobinlerini düzelten ve boyamaya elverişli biçime getiren makinede çalışan (kimse).
* Bir filmi veya mıknatıslı kuşağı bir makaradan başka bir makaraya sarma.
* Kandaki zararlı maddeleri süzen, idrar salan, omurganın sağ ve sol yanında bulunan çift organlardan her biri.
* Böbreklerde oluşan taş.
* Böbreklerin üstünde bulunan, hormon niteliğinde salgısı olan bez.
* Kasaplık hayvanların böbreklerinin çevresinde oluşan yağ.
* Böbrek biçiminde olan.
* Memelilerden, sıcak ülkelerde yaşayan, derisi benekli, yırtıcı hayvan (Hyrax syriensis).
* Böbürlenme, kibir.
* Böbürlenmek işi.
* Övünerek kabarmak, kurulmak.
* Böbürlenme.
* Geminin rüzgâr almayan yanı, rüzgâr üstü, orsa veya rüzgâr üstü karşıtı, poca.
* Boca etme komutu.
* geminin başını bocaya rüzgâr almayan tarafa çevirmek.
* (birden çevirip) boşaltmak, dökmek.
* Bocalamak işi.
* (gemi) Rüzgâra karşı gidemeyerek sürüklenmek.
* Bir işte tutulması gereken yolu kestirememek, ne yapacağını bilememek, kararsız olmak.