Büyük Türkçe Sözlük
* Silkinmek işi.
* Üstünü silkmek.
* Anî bir hareketle, korkuyla vücudu sarsılmak, silkelenmek.
* Bir şeyi üstünden atmak, ondan kurtulmak.
* Ürkerek sıçramak.
* Bitkilerde çiçek düşürme durumu.
* her türlü ilgisini kesmek.
* Silkmek işi.
* İri doğranmışkabak, patlıcan gibi sebzelerle yapılan et yemeği.
* (halterde) Ayakları açarak, halteri başüstüne kaldırma biçimi.
* Üstündeki şeyleri düşürmek veya temizlemek için bir şeyi kuvvetle sallamak veya sarsmak.
* Anî bir hareketle sarsmak.
* Silktirmek işi veya durumu.
* Silkmek işini yaptırmak.
* Açık elin iç yüzüyle vurulan tokat.
* Döve döve.
* Aşırı ve bayağı biçimde süslenip boyanmış kadın.
* Silmek işi.
* Duvar veya tavan gibi yerlerde yapılan kabartma kenar.
* Ağzına kadar dolu, sıvama, lebalep.
* Baştan aşağı, tam (olarak), tamamen.
* İnce madenî plâka üzerine oyulan ve taşyüzeyinde silme işlemini ayarlamaya yarayan alet.
* Profil, kaval çubuk gibi maddelerin silme işleminde kullanıllan makine.
* Ölçeğe tepeleme doldurulan tahılın doruğunu almakta kullanılan tahta.
* Ağzına kadar dolacak biçimde.
* Silme işini yapan usta.
* Bir şeyin ıslaklığını gidererek kuru duruma getirmek.
* Üzerine genellikle bir bez sürterek tozlarını, kirlerini almak veya parlatmak.
* (bir...
* Tahıl, yumru, kök gibi ürünlerin korunduğu, saklandığı veya depolandığı, genellikle silindir biçiminde ambar.
* Silolamak işi.