Büyük Türkçe Sözlük
* Değer, kıymet.
* Bir yıldızın parlaklık bakımından bulunduğu basamak.
* Güçlü, gücü yeter, erkli.
* Her şeye gücü yeter anlamında Tanrı'nın...
* Ramazan ayının kutsal sayılan yirmi yedinci gecesi.
* Çok şanslı, kısmetli kimseler için söylenir.
* Güçlü olmak, gücü olmak, gücü yetmek.
* Değerbilir.
* Değer bilirlik.
* Değerden anlamayan, değerbilmez.
* Kadirbilmez olma durumu.
* Hem yelken, hem kürekle yol alan, özellikle Akdeniz'de kullanılmış bir savaş gemisi.
* Bkz. ispermeçet balinası.
* Şeyh Abdülkadir Geylanî'nin kurduğu tarikata girmiş olan kimse.
* Şeyh Abdülkadir Geylanî tarafından XI. yüzyılda kurulan bir tarikat.
* Kadirîlik.
* Değerbilir, iyilikbilir.
* Değerbilirlik, iyilikbilirlik.
* Çok zayıf.
* Güneşte veya hafif alevde kurutulmuş et.
* Atom numarası 48, atom ağırlığı 112,40 olan, 320° C'de ergiyen, 8.6 yoğunluğunda, gümüş beyazlığında, elektrik ve seramik sanayiinde kullanılan...
* İçinde kadmiyum bulunan.
* Saat, pusula gibi araçlarda, üzerinde yazı, rakam veya başka işaretler bulunan düzlem.
* (Basımcılıkta) Dizgide harfler arasına konulan yazısız metal parçası.
* (Basımcılıkta) Dizgi işinde kullanılan bir aralık ölçüsü birimi.