Büyük Türkçe Sözlük
* BatıTrakya'da (İskeçe'de) et ve pilâv yemeğinin topluca yenmesi geleneği.
* Mahya yapan kimse.
* Kiremit aktarıcısı.
* Mahya yapma işi.
* Bir çatının köşelerini örten kurşun levha.
* Yüksek makamlı bir kimsenin yanı, huzuru.
* Yüksek bir makama sunulmak için yazılan çok imzalıdilekçe.
* Mahkeme sicil defteri.
* Yapılarda yer altıdeposu.
* Üzgün, üzüntülü.
* üzüntü vermek.
* Mahzun olarak, mahzun bir biçimde.
* üzgün durumda olmak, boynu bükülmek.
* Mahzuncasına, üzüntüyle.
* Mahzunlaşmak işi.
* Mahzun duruma girmek, mahzun olmak.
* Mahzun olma durumu.
* Sakınca.
* Engel.
* engel ortaya çıkarmak, sakınca yaratmak.
* sakıncalıbulmak.
* Sakıncalı.
* Mavi.
* Eğilimi olan.
* Eğilmiş olan, eğik, eğinik, yalman.
* Benzeyen, andıran.
* Sevmek, gönlünü kaptırmak.