Büyük Türkçe Sözlük
* umurunda değil.
* Ödevine, işine bağlı.
* görevini yitirmek.
* Açık, aydın, belli.
* açık durumda bulunmak, anlaşılır şekilde görünmek.
* Kanun koyucu.
* El koyma.
* Konum.
* Durum, tavır, hâl.
* belli bir durum veya davranış biçimini benimsemek, tavır almak, tavır takınmak.
* karşı çıkmak.
* el koymak.
* herhangi bir güç durumdan sıyrılmak.
* herhangi bir tavır takınmak.
* Çiçek koymak için kullanılan kap.
* Vazolunmak işi veya durumu.
* Konulmak.
* Türk alfabesinin yirmi yedinci harfinin adı.
* İki kelime veya iki cümle arasına girerek aralarında bir bağ olduğunu anlatır.
* Benzer kavramları arka arkaya sıralarken önemli olanı veya akla ilk geliverenleri, söyleyiş benzerlerini "vb." kısaltması ile ifade etme.
* "Devamı var, devam eden" anlamında "vd." kısaltmasıyla gösterilen bir söz.
* Hasta sıçanlardan insana geçen bir mikrobun oluşturduğu bulaşıcı, öldürücü bir hastalık.
* Bazı hayvan hastalıklarına verilen ad.
* Günah.