Büyük Türkçe Sözlük
* Dümen boğazının geçmesi için kıç bodoslamasının üst ucuna ve teknenin kümbet olan bölümüne açılmış oval delik.
* yön değiştirmek.
* bir işi kurnazca yönetmek.
* En geride olan, sonuncu, en tembel.
* Gemi giderken arkasında bıraktığı köpüklü iz.
* birine bağımlı olmak, her şeyde ona uyarak davranmak.
* teknenin gideceği yolu gözleyerek dümeni yönetmek.
* dalavere, hile ile birini kandırmak, aldatmaya çalışmak.
* Gemilerde dümeni kullanan kimse.
* En geride olan, sonuncu, en tembel.
* Dalavereci, hileci, düzenbaz.
* Dümencinin işi.
* En geride olma durumu, sonuncu olma durumu.
* Dalaverecilik, düzenbazlık, hilecilik.
* Yan yan yürüyen.
* çekip gitmek, kaçmak, uzaklaşmak.
* şartlar ne olursa olsun çıkarını gözetmek.
* Dümeni olmayan.
* Klâsik Türk müziğinde tempo.
* tempo tutmak.
* Körelme.
* körelmek.
* Alçak, aşağı, aşağılık.
* Altta, aşağıda.
* Bugünden bir önceki gün.
* Geçmiş.
* Bugünden bir önceki günde.
* Kısa bir süre önce.