Büyük Türkçe Sözlük
* pek çok, lüzumundan fazla, aşırı ölçüde.
* üstüne yürümek.
* söylemek istediğini heyecan veya üzüntü yüzünden diyememek.
* ağzındaki lokmayı üzüntü dolayısıyla yutamaz duruma gelmek.
* yiyeceğinden kısıp parasını artırmak.
* sevdiği bir kimsenin yokluğu veya yoksulluğu dolayısıyla bir yiyeceği yalnız başına yemekten üzüntü duymak.
* yiyip içmede çok tutumlu davranmak.
* karnını doyurmak.
* yiyip içmeye düşkün olmak.
* bunaltmak, sıkıntı vermek.
* olanca gücüyle bağırmak.
* Bir boğazı savunmak için deniz kıyısında yapılan hisar.
* Boğazlamak işi.
* Hayvan veya insanı boğazından keserek öldürmek.
* Gaddarca, kan dökerek öldürmek.
* Boğazlanmak işi.
* Boğazlamak işine konu olmak veya boğazlamak işi yapılmak.
* Boğazlaşmak işi.
* Birbirini boğazlamak veya kıyasıya dövüşmek.
* Boğazlatmak işi.
* Boğazlamak işini yaptırmak.