Büyük Türkçe Sözlük
* Boklaşmak durumu.
* Kötü bir duruma girmek.
* Boku olan, pis.
* Pislik.
* Kötü durum.
* Belirli kurallara uyularak yapılan yumruk dövüşü, yumruk oyunu.
* Korindon.
* Boks oynayan kimse, yumruk oyuncusu.
* Boksörün işi veya mesleği.
* temelsiz, derme çatma, yararsız.
* boşu boşuna, yok yere.
* bir iş veya durum tatsızlaşmak.
* kızılan veya tiksinilen bir şeye karşı sövgü olarak söylenir.
* birine hak etmediği hâlde çok değer vermek.
* bok etmek.
* çok sinirli ve geçimsiz olmak, her şeye öfkelenir olmak.
* İçine girecek şeyin boyutlarından daha büyük veya geniş olan, dar karşıtı.
* (nicelik bakımından) Olağandan veya alışılandan çok, kıt karşıtı.
*...
* Fazla, büyük miktarda, sıkıntıya düşmeden.
* Refah, zenginlik, bolluk.
* Bol bol, pek çok.
* (parasını) saçıp savurmak.