Büyük Türkçe Sözlük
* Bakış, bakma, göz atma.
* Bir konu hakkında düşünme, görüş.
* Belli kimselerde bulunduğuna inanılan, insanlara, özellikle çocuklara, evcil...
* Göz değmesin diye takılan mavi boncuk veya bunun yerini tutan başka şey, göz boncuğu.
* Eşi benzeri olmayan, tek.
* göz değmek.
* Göre, oranla, kıyasla.
* Kuram niteliğinde olan, kuramsal, teorik.
* İlgi.
* ilgisini çekmek.
* İlgi, dikkat.
* dikkat etmek, dikkate almak.
* birinin düşüncesine göre, birinin gözünde.
* Kuramlar.
* Kuramcı.
* Kuram, teori.
* Teorisyen, kuramcı.
* ona öyle imiş gibi, o gözle bakmak.
* Nazarı etkisiz duruma getirdiğine inanılan, kumaş parçası, mavi boncuk, kurşun, dua yazılı kâğıt, muska gibi şey.
* Cilveli, nazlı.
* Narin, ince yapılı.
* (yerme amacıyla) Şımarık, nazlı yetiştirilmiş.
* Bir Bektaşî tarikatının adı.
* Nazizm yanlısı(kimse).
* dilediğini kabul ettirecek kadar hatırı sayılmak.
* Başkalarına karşı saygılı davranan.
* İnce yapılı, narin.
* Özen, dikkat gösterilmezse kırılabilen, bozulabilen.
* Özen gösterilmezse, gerekli...