Büyük Türkçe Sözlük
* büzüşmek, kasılmak.
* Alacak, borç.
* İlişki.
* Yakınlaşma, yaklaşma, yanaşma.
* Bir yerde karar kılma, yerleşme.
* Karar verilme.
* Mal alıp karşılığında mal vererek ödeşme.
* Kliring.
* sayışmak, değiştirmek.
* Bir şeyi yapabilme, başarabilme gücü, güç, hâl, derman.
* dayanmak, katlanmak.
* gücü azalmak, bitmek.
* gücü yeterli olmamak.
* Güçlü, dayanıklı.
* Takati kalmamış, yorgun, argın, dermansız, kudretsiz, mecalsiz.
* Takatsiz olma durumu.
* güçsüz ve kuvvetsiz kaldığını anlamak.
* Gürültü patırtı.
* Basım evlerinde dizilmiş harfleri iyice yerleştirmek için üzerlerine vurmaya yarar takoz.
* Uzun tütün çubukların...
* Bağlı olma, bağlanma.
* Üstüne düşme, özen gösterme.
* Azarlama, başa kakma, serzeniş.
* azarlamak, serzenişte bulunmak, başa kakmak.
* Kınama, ayıplama.
* kınamak, ayıplamak.