Büyük Türkçe Sözlük
* Bir kimsenin bir yere abanmasını sağlamak.
* Bir hayvanı yere çöktürmek.
* Dövüşemeyecek duruma gelen (boksör).
* dövüşemeyecek duruma getirmek.
* dövüşemeyecek duruma gelmek.
* Sarımtırak dallı nakışlarla işlenmiş bir tür beyaz, ipek kumaş.
* Bu kumaştan yapılmış.
* Abanmak işi.
* Eğilerek bir şeyin, bir kimsenin üzerine kapanmak.
* Bir yere veya bir kimseye yaslanmak, dayanmak.
* Bir şeyin veya bir kimsenin üzerine çöküp...
* Abanozgillerin ağır, sert ve siyah renkli tahtası.
* çok sert.
* sertleşerek dayanıklılığı artmak.
* kirden matlaşmak, rengini kaybetmek.
* İki çeneklilerden, sıcak ülkelerde yetişen ve kerestesine abanoz denilen bir bitki familyası.
* Abanozlaşmak durumu alma.
* Ağaç ve benzeri maddeler uzun süre suda kalarak kararmak.
* (insan) uzun süre güneşte kalarak kararmak, yanmak.
* Abartma, mübalâğa.
* Bir şeyi olduğundan büyük veya çok gösterme huyunda olan (kimse), abartmacı, mübalağacı.
* Abartıcı olma durumu, abartmacılık, mübalâğacılık.
* Olduğundan fazla gösterilen, mübalâğalı.
* Abartılmak işi.
* Abartmak işine konu olmak, mübalâğa edilmek.
* Abartmak işi veya biçimi.