Büyük Türkçe Sözlük
* Bonbon yapan veya satan kimse.
* Bonbon yapma veya satma işi.
* Budala, saf (bir biçimde).
* Cam, taş, sedef, tahta, plâstik gibi maddelerden yapılan, ortası delik, çoğu yuvarlak ve renkli süs tanesi.
* boncuk gibi yuvarlak taneler durumunda.
* Bir tür iri taneli fasulye.
* küçücük (göz).
* Yeşile çalan bir mavi.
* Boncuk biçiminde glüten tutkalı.
* Boncuk yapan veya satan kimse.
* Boncukçunun işi veya mesleği.
* Boncuklanmak işi veya durumu.
* Boncuklanmak işi.
* Gözyaşı, çiy, ter boncuk biçiminde yuvarlak taneler oluşmak.
* Boncuklaşmak işi.
* Boncuk biçimini almak.
* Boncuğu olan, boncukla süslenmiş.
* Boncuk olmaya elverişli (nesne).
* Boncuğu olmayan.
* Düz veya kıvrımlı her çeşit yumuşak kumaş vb. maddeden yapılan başlık.