Büyük Türkçe Sözlük
* görüşünü bildirmek.
* bir kimsenin ne düşündüğünü anlamak.
* Düşüncesi olmayan.
* Tasasız, kaygısız.
* Düşünmeden davranan, anlayışsız.
* Düşüncesizce davranma durumu.
* düşüncesizce davranmak.
* derin derin düşünmek.
* bir görüşe veya karara varmak, bir inanca ulaşmak.
* Bkz. düşündeş.
* Aynı düşüncede olan, aynı düşünceyi savunan, hemfikir.
* Düşündürmek işi veya durumu.
* Düşünmesine sebep olmak, düşünmesine yol açmak.
* Tasalandırmak, kaygılandırmak.
* Akla getirmek, hatırlatmak, önceden kestirmek.
* Düşündürmeye yol açan şey.
* Düşündürtmek işi veya durumu.
* Düşündürmesine sebep olmak.
* Düşünmeye sebep olan, düşünmeye yol açan.
* Tasalandıran, kaygılandıran.
* Düşünmek durumu, tefekkür.
* Duyum ve izlenimlerden, tasarımlardan ayrı olarak, aklın bağımsız ve kendine özgü durumu, karşılaştırmalar yapma...
* Doğru olması gereken bir düşünmenin belli şartlar altında nasıl gerçekleştiğini gösteren kurallar.
* Bir sonuca varmak amacıyla bilgileri incelemek, karşılaştırmak ve aradaki ilgilerden yararlanarak, düşünce üretmek, zihnî yetiler oluşturmak...
* Düşünce ile ilgili, düşünce sonucu ortaya çıkan, düşünceye dayanan, fikrî.
* Kurgusal, spekülâtif.