Büyük Türkçe Sözlük
* Kaderi inkâr ederek "kul, ettiklerinin yaratıcısıdır" diyen ve Tanrı'nın sıfatları konusunda sünnet ehlinden ayrılan bir Müslüman felsefesi.
* Yemek pişirilen yer.
* Yiyecekleri hazırlama sanatı.
* Mutfak aletlerinin yerleştirilmesi için yaptırılan özel dolap.
* Mutfaklara yerleştirilen havalandırma sistemi.
* Mutfakta kullanılan havlu, el bezi.
* Mutfak ile dış avluyu birbirine bağlayan merdiven.
* Korkuya düşüren, korkunç, dehşetli.
* Çok rahatsız eden, dayanılmaz.
* Şaşılacak kadar değişik.
* "Ne şaşılacak şey" anlamında kullanılır.
* Yumuşak başlı, itaat eden.
* Salt.
* Saltık.
* Kesin olarak, mutlaka.
* Bkz. salt değer.
* Üzerinde kendiliğinden gelişen ve otlatmaya elverişli bir bitki örtüsü taşıyan mera.
* Bkz. salt nem.
* Bkz. salt sıcaklık.
* Bkz. salt sıfır.
* Kaçınılmaz bir biçimde, her hâlde, ne olursa olsun.
* Kesinlikle, mutlak.
* Saltçılık yanlısı olan.
* Saltçılık.
* Saltçılık.
* Mutlandırmak işi.
* Mutlanmasına yol açmak, mutlanmasını sağlamak.