Büyük Türkçe Sözlük
* Yoğunlaşmış bir borik asitten türeyen sodyum tuzu.
* Yağmurlu, sert rüzgârlı ve soğuk havalı.
* Rüzgâr şimşek ve gök gürültüsü ile ortaya çıkan sağanak yağışlı hava olayı.
* Pirinçli, yumurtalı ve yoğurtlu ıspanak veya benzeri sebze yemeği.
* Sert billûr veya yumuşak beyaz kütle durumunda bulunan magnezyum boratı.
* Bor asidi ile bir oksidin birleşmesinden oluşan tuz.
* Üfleyerek çalınan, perdesiz çalgı, boru.
* Bu boruyu çalan kimse.
* Borazan çalan kimse.
* Birçok borazancının başı olan borazancı.
* Borazancının işi.
* Ödenmesi gerekli para veya başka bir şey.
* Birine karşı bir şeyi yerine getirme, gerekliği, yükümlülük, vecibe.
* Pancar, lâhana ve et veya...
* daha sonra ödemek üzere birinden para veya bir şey almak.
* borç para almak.
* (borç) pek çok olmak, altından kalkılamayacak duruma gelmek.
* borçlandırmak.
* Bkz. borca batmak.
* Borçlanarak veya benzeri yollara başvurarak.
* birden ödenmeyen bir borç azar azar verilerek ödenebilir.
* borç olarak almak.
* borçla geçinmek.