Büyük Türkçe Sözlük
* çok anlayışsız, bön.
* Ürünü, armut biçiminde olan bir süs kabağı.
* Daha sonraki mevsimlerde yenmek üzere kurutulmuş armut.
* bir işe hiç emek harcamaksızın onun kendiliğinden olmasını bekleyenlerin durumunu anlatır.
* Boksörün çalışmalarında kullandığı içi havalı, dışı deri, armut biçiminde top.
* her şeye kusur bulmak, hiçbir şeyi beğenmemek.
* Gemilerde güverte ve borda kaplama tahtalarının yan yana gelmeleri sonucu aralarında oluşturdukları çizgi.
* Arnavutluk ve çevresinde yaşayan bir halk.
* Bu halka özgü olan (şey).
* Çatı penceresi.
* Acı kırmızıbiber.
* Ciğer tavası.
* Yollarda irili ufaklı taşlarla gelişigüzel yapılan kaldırım.
* Hint-Avrupa dilleri ailesine giren, Arnavutların kullandığı dil.
* Arnavutlaşmak.
* Arnavut dilini ve kültürünü benimsemek.
* Arnavutlaştırmak durumu.
* Arnavut kimliğini kazandırmak.
* Arnavut olma durumu.
* Arnavut halkının bütünü.
* Öküz gözü, sığır gözü, mastıçiçeği.
* Bitki özlerinden veya yağlarından elde edilen hoş koku.