Büyük Türkçe Sözlük
* Deniz.
* Aruzdaki vezin takımlarından her biri.
* Mevlid'in bölümlerinden her biri.
* Konuşulan şey, konu.
* Görüşünde veya iddiasında haklı çıkacak tarafa bir şey verilmesini kabul eden sözlü anlaşma.
* Söz.
* Bir kitabın...
* belli bir konuda konuşmaya başlamak (başlanılmak).
* Söz konusu.
* üzerinde konuşulmak, söz konusu olmak.
* karşılıklı bahse girmek.
* Oyunlarda veya at yarışlarında yarışın sonuçlarını tahmin ederek bahis oynayan veya oynatan kimse, müşterek bahisçi.
* İçinde cinsel konularla ilgili açık saçık yazıların, resimlerin bulunduğu eser.
* Denizle ilgili.
* Yalıçapkını.
* Bir devletin deniz güçlerinin ve kuruluşlarının bütünü.
* Hareketli bir halk oyunu ve ezgisi.
* Deniz Kuvvetlerine bağlı asker.
* Deniz Harp Okulu öğrencisi.
* görüşünde veya iddiasında haklı çıkacak tarafa bir şey verilmesini kabul eden sözlü anlaşma yapmak.
* Bahsetmek işi.
* Bahşetmek işi.
* Bir konu üzerinde söz söylemek, konuşmak, sözünü etmek.
* Bağışlamak, sunmak.
* bir konu üzerinde konuşulmuş olmak.
* bir konu üzerindeki konuşmayı kesmek.
* ileri sürülen, savunulan görüşün yanlış olduğu ortaya çıkmak.