Büyük Türkçe Sözlük
* İçine sokma, iliştirme.
* Bkz. leffetmek.
* Leffetmek işi veya durumu.
* İçine sokmak, iliştirmek.
* Birkaç adı bir sözün başında söyledikten sonra bunların sıfat veya fiillerini daha aşağıda sıralama.
* Kanunî, yasal, meşru.
* Legalleşmek işi veya durumu.
* Legal, yasal duruma gelmek.
* Bir parçanın notalarının, ara vermeden birbirine bağlanarak söyleneceğini veya çalınacağını anlatır.
* Genellikle, içinde bir şey yıkamak için kullanılan metal veya plâstikten, yayvan kap.
* Bütün üstün yapılı omurgalılarda, gövdenin arka veya alt...
* hamarat diye seçerek almak.
* El ve yüz yıkamak, abdest almak için kullanılan, leğen ve ibrikten oluşan takım.
* Yumurta verimi çok, genellikle beyaz tüylü bir tavuk ırkı.
* Polonya halkından veya bu halkın soyundan olan kimse.
* Onun için, onun tarafına, ondan yana.
* Bir şeyden veya bir kimseden yana olma.
* Yarar...
* Polonya dili.
* Bir dilin tarihî, bölgesel, siyasî sebeplerden dolayı ses, yapı ve söz dizimi özellikleriyle ayrılan kolu, diyalekt.
* Şive...
* Bir dilin lehçelerini inceleyen bilim dalı, diyalektoloji.
* Lehçe bilimi uzmanı.
* Yandaş, taraftar.
* Erime noktaları düşük metalleri tutturma işlemlerinde kullanılan, kalay ve kurşun alaşımlarının genel adı.
* Bu alaşımla yapılan işlem.
* Lehim yapan kimse.