Büyük Türkçe Sözlük
* Duyarlı olma yeteneği kalmamak.
* Duyarsızlaştırmak işi.
* Duyarsızlığını ortadan kaldırmak, duyarsız duruma getirmek.
* Duyarsız olma durumu.
* Türk müziğinde bir usul.
* Aşırı duygulu.
* Duyularla algılama, his.
* Belirli nesne, olay veya bireylerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim.
* Önsezi.
* Ahlâkî, estetik vb...
* bir duygu oluşturmak.
* bir duygu oluşmak.
* Duygu bakımından.
* Bir konuda duyguları başkası ile aynı olan.
* Üyesi olmadığı hâlde bir partinin, bir kuruluşun görüşlerini benimseyen veya bir görüşü, bir...
* Aynı duyguları paylaşma.
* Bir insanın bir başkasına karşı doğrudan doğruya bir eğilim duyması, sempati.
* Duygulandırmak işi.
* Duygulanmasını sağlamak, duygulanmasına sebep olmak.
* Etkilenme, duygulanma.
* İstenç ve anlıktan ayrı görülen, duygusal tepkiler gösterme durumu.
* Duyarlığın harekete geçişi.
* Dış sebeplerle bir...
* Duygulanmak işi veya biçimi.
* Duygulanmak durumu, tahassüs.
* İç salgıbezlerini de kapsayan türlü etkiler altında duygusal tepkiler gösterme.
* Bir olay, bir görünüm karşısında birdenbire güçlü duyguların etkisinde kalmak.
* izlenimleri açıkça söylemek, belirtmek.
* (bir kimse) aklından çok duygularının etkisinde kalmak.