Büyük Türkçe Sözlük
* yardım etmek, arkalamak, arka çıkmak.
* Arkalayan, destekleyici, arka çıkan, yardımcı.
* Destekleyen, yardım eden, arka çıkan.
* Süprüntüler, pislik.
* Yalanlar, saptırmalar.
* Bir konuyla ilgili konuşmalar, danışmalar, müzakereler.
* Bir konuyla ilgili görüşme, danışma.
* Sözlü sınav.
* Etüt, mütalâa.
* bir konuyu görüşmek, konuşmak.
* sözlü sınav yapmak.
* Öğrencileri çalıştıran kimse.
* Sıkınt ı, darlık, parasızlık.
* Artırma.
* Sanat ve bilim eserlerinin veya sanat ve bilime yarayan nesnelerin saklandığı, halka gösterilmek için sergilendiği yer veya yapı.
* eski ve değerli eşyaları olan (yer).
* (yönetim için) Bozuk.
* Çok karışık, karmakarışık.
* Müze kuran veya müzede çalışan kimse.
* Müze kurma veya işletme işi.
* Altın suyuna batırılmış olan.
* Yaldızla süslenmiş, yaldızlanmış.
* Eril.
* Bir işiçin, herhangi bir üst makama yazılan yazı.
* Yargılama makamının, bir kararın yerine getirilmesi konusunda belli bir makama yazdığı yazı.
* Müzeye konulacak değerde veya eskilikte olan.
* Eski, köhne.
* Söz götürüp getiren, arabozan.