Büyük Türkçe Sözlük
* birini oyalayıp, ondan gizli olarak.
* çok temiz huylu kimseler için söylenir.
* Art düşünce.
* Gözde iris ile billûr cismin arasındaki boşluk.
* İtici gücü sağlayarak bisikleti yürüten teker.
* Evrim açısından ele alınan süre içinde birbirini izleyen, diyakronik.
* Dil olaylarını değişik zaman ve evrim açısından ele alan dil bilimi.
* Değişik zaman ve evrim açısından incelenen dil olaylarının özelliği, diyakroni.
* Alışılandan veya beklenilenden artık verimi olan, bereketli.
* Çoğalan, fazlalaşan, artımlı.
* Alışılandan veya beklenilenden artık ürün verme durumu, bereket.
* Artakalmak işi veya durumu.
* Artmak, geriye kalmak, fazla bulunmak.
* Yürüyüş durumunda bulunan bir askerî birliğin güvenliğini sağlamak için arkadan gelmek üzere bırakılan kıta, dümdar.
* Geçmiş bir sanat veya...
* Artçının görevi.
* Atardamar.
* Trafiği yoğun olan ana yol.
* Atardamar bozukluğu.
* Toprağı burgu ile delinerek açılan ve suyu yükseğe fışkıran kuyu.
* Artezyen.
* Toplama işleminde + işaretinin adı, zait.
* Sıfırdan büyük, önünde artı işareti bulunan (sayı), eksi karşıtı, pozitif.
* Kendisinden önce + işareti bulunan, sıfırdan büyük sayı, pozitif sayı.