Büyük Türkçe Sözlük
* Boru yapıp satan kimse.
* Boru montajında çalışan kimse.
* Dağlarda yetişen, kokulu, süpürge ve yakacak olarak kullanılan bir ot türü.
* Fasulyeye benzer bir bitki ve bunun göbeği koyu benekli tohumu (Vigna sinensis).
* Bu bitkinin sebze olarak yararlanılan yeşil ürünü.
* Borusu olan.
* Boru biçiminde olan.
* sözü geçmek, yetkisi olmak.
* (zenciler için) ağzı köpürerek kriz geçirmek, çok öfkelenerek etrafa saldırmak.
* çıkar sağladığı kimsenin davasını gütmek.
* Bkz. boy bos.
* İçinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey bulunmayan.
* İşsiz.
* Bir işe yaramayan.
* Bilgisiz.
* Görevlisi olmayan (iş, görev), münhal.
*...
* işsiz güçsüz dolaşmak.
* bilgisiz olan üstün görünmek için kasılır.
* bir yerde kimse oturmamak, boş kalmak.
* (para, yiyecek gibi şeylerle) yardım etmek.
* işsiz bırakmamak.
* Bkz. böğür.
* amaçsız, anlamsız ve bilinçsizce bakmak.
* dikkatsiz ve dalgın bulunmak.
* söylenmesi sakıncalı olan bir şeyi söyleyivermek.
* umduğu gerçekleşmemek, sonuç vermemek.
* bir işten az da olsa, bir kazançla çıkmak.
* hiçbir şey elde edemeden geri gelmek.