Büyük Türkçe Sözlük
* aldırmamak.
* Boşuna.
* böğürlerine vurmak.
* Çalışarak geçirilen saatler dışında kalan süre.
* askıya almak.
* (motorlu araçlarda) vites kolunu vitesten kurtarmak, rölântiye almak.
* olumlu bir sonuç alınmasını engellemek.
* (umut, düşünce gibi şeyler) sonuç vermemek, gerçekleşmemek.
* (harcanan emek, para) hiçbir işe yaramamak, olumlu bir sonuca ulaşamamak.
* içinden çıkılamayan güç bir durum karşısında kalındığında söylenir.
* boş geçirmek.
* Boşalmak işi, deşarj.
* Boşalmak işi, inhilâl.
* Derdini birine açarak ferahlama, rahatlama.
* Elektrik yükünün başka bir iletkene geçişi veya sıfıra düşmesi.
* Boş duruma gelmek, içinde bir şey kalmamak, inhilâl etmek.
* Dışarıya akmak, dökülmek.
* Gevşemek, açılmak.
* Derdini, sıkıntısını birine...
* Bir kabın içindeki havayı boşaltmaya yarayan araç, hava boşaltma makinesi.
* Boşaltım.
* Boşaltılmak işi veya durumu.
* Boşaltmak işine konu olmak.
* Boşaltmak işi.
* Sistemlerin çalışabilmesi için sürekli olarak gereken boşaltma işlemleri.
* Sindirimden sonra bağırsaklarda kalan posanın...
* Vücuttan dışarı atılması gereken maddeleri toplayıp boşaltan organ.
* Boşaltmak işi.