Büyük Türkçe Sözlük
* Bir tiyatro eserinin metninde dekor, giysi vb. ile oyuncuların görünüşleri, davranışları üzerine yapılan açıklama.
* Disiplin, düzence.
* işler duruma getirmek.
* düzenlemek.
* hileye başvurmak.
* Makinelerde, hareketin hızını düzgün tutmaya, çalışmayı düzenlemeye yarayan büyük çaplı çark, volan.
* düzenlemek, dağınıklıktan kurtarmak.
* akort etmek.
* Düzenci, hileci.
* Düzenbaz olma durumu.
* Sıkıdüzen, disiplin.
* Düzen, hile yapan, hileci, oyunbaz, düzenbaz, dessas.
* Düzenci olma durumu.
* Mekanizma.
* Düzenlemek işi.
* Belirli sesler, çalgılar veya topluluklar için yazılmış bir eserin, başka sesler, çalgılar veya topluluklar tarafından...
* Düzenleme yapan kimse.
* Düzenli, düzgün duruma getirmek, düzen vermek, tanzim etmek.
* Yapmak, hazırlamak.
* Düzenleme yapmak.
* Müzik aletlerini akort etmek.
* Düzenlenmek işi.
* Düzenli, düzgün duruma getirilmek.
* Yapılmak, tertip edilmek.
* Düzenleri birbirine uygun.
* Bir sınıflamada aynı düzen ve aynı sırada bulunan.
* Aynı sıradaki nesne veya kavramların birbirinin yanında oluşu.
* Bir sınıflamada aynı sırada bulunan iki veya daha çok kavramın bağıntısı.
* Herhangi bir işi, kuruluşu gerçekleştirip düzenli sonuç alınmasını üstlenen kimse, organizatör.
* Bir makinenin görevini istenilen ölçüde tutup...
* Düzeni olan, yerli yerinde, kararlı, tertipli, muntazam.
* Sistemli, nizamlı.