Büyük Türkçe Sözlük
* Sinirli.
* Sinirle ilgili, sinirsel.
* Asabîleşmek işi.
* Kızmak, öfkelenmek, sinirlilik belirtileri göstermek, sinirlenmek.
* Asabî olma durumu.
* Sinir hastalıkları ile ilgili hekimlik kolu.
* Sinir hastalıkları ile ilgili hastahane bölümü.
* Sinir hastalıkları uzmanı.
* Sinirlilik, asabî yapılı olma.
* Bir şeyin alt bölümü.
* Bir yere göre daha alçak yerde bulunan.
* Eğimli bir yerin daha alçak olan yeri.
* Niteliği düşük, kötü, adî.
* Bayağı...
* bir kimsenin adının dilden düşürmediğini, onun pek gözde olduğunu anlatır.
* bir hizmette çok kullanılan kişice, yakınma olarak kullanılır.
* devirmek, yıkmak.
* Su yosunları, mantarlar ve kara yosunları gibi su dışında fazla boy atmayan damarsız bitkiler.
* düzeyi, miktarı, niteliği alçalmak.
* küçük görmek, beğenmemek, hor görmek.
* nitelikleri bakımından başkalarıyla karşılaştırıldığında eksiği olmayan, denk olan.
* herhangi bir nitelik bakımından ondan geri olmamak.
* bundan daha ucuza olmaz.
* daha aşağı bir durumu kendine lâyık görmez.
* Yüksek bir yerleşim bölgesine göre alçakta kalan yer, yerleşim bölgesi.
* Genel ev.
* iki karşıt ve aynı derecede sakıncalı durum karşısında karar verme zorluğunu anlatır.
* Tama yakın, yaklaşık olarak.
* bir baştan bir başa (yürümek).