Büyük Türkçe Sözlük
* Bkz. boylu boslu.
* Oyuk, çukur, kapanmamış yer.
* Kesinti, kopukluk.
* Boş geçen süre.
* Eksiklik, yoksunluk duygusu.
* Yetersizlik.
* İçinde hiçbir cisim...
* Bkz. boşaltaç.
* Zımpara üretiminde tanecikler arasında %50 boşluk kalacak biçimde düzenlenen tane yapıştırma işlemi.
* Bösmek işi.
* Bir madde birdenbire gaz durumuna gelerek patlamak, infilâk etmek.
* Bosna halkından veya bu halk ın soyundan olan kimse.
* Boşnaklara özgü olan, Boşnaklarla ilgili olan.
* Sarı saçlı, al yanaklı, ablak yüzlü güzel.
* Çoğunlukla Bosna-Hersek Cumhuriyet'inde yaşayan Bosna Müslümanlarının kullandığı dil.
* Boşnak olma durumu.
* işsiz olmak.
* işsiz kalmak.
* Sebze bahçesi.
* Kavun, karpuz tarlası.
* Kavun ve karpuza verilen ortak ad.
* Bostanı koruyan ve kollayan kimse.
* Korkak, yüreksiz, işe yaramaz adam.
* Sebze bahçesini sulamak için bir at bağlanarak diklemesine dönen kovalarla kuyudan su çıkarmaya yarayan dolap.
* Patlıcan ve yeşillikler ile kuğu inceliğinin toprak tencerede pişirilmesiyle yapılan kebap.
* Kuşları ürkütüp yaklaştırmamak için tarlaya dikilen kukla.
* Kendisinden beklenilen görevi yapmayan veya kendisinden çekinilmeyen güçsüz kimse.
* Az çekirdekli, iri ve yuvarlak bir patlıcan türü.
* Bostan işleriyle uğraşan kimse.
* Osmanlı tarihinde sarayın korunmasına ve şehrin güvenliğine bakmakla görevli olan erlerden her biri.