Büyük Türkçe Sözlük
* En küçük birimden en büyük birliğe kadar her türlü donanıma sahip askerî güç.
* Bkz. dirlik düzenlik.
* Düzenli olma durumu.
* Düzeni olmayan veya düzeni bozuk, karışık, tertipsiz, intizamsız, gayrimuntazam.
* Sistemsiz.
* Düzensiz olma durumu, tertipsizlik, intizamsızlık, nizamsızlık.
* Bir yüzeyin veya bir noktanın nispî yüksekliği ve o yükseklikten geçtiği var sayılan düzlem, seviye.
* Bir nesnenin veya kimsenin başka...
* Belli bir düzeyi olan, seviyeli (kimse).
* Belli bir düzeyi olmayan, seviyesiz (kimse).
* Belli bir düzeyi olmama durumu, seviyesizlik.
* Yargılama ve değerlendirmenin kendisine göre yapıldığı ölçüt, uyulması gereken kural, norm.
* Düzgüye uygun, normal.
* Doğru ve pürüzsüz, muntazam.
* Eksiksiz ve yerli yerinde, kusursuz, insicamlı, rabıtalı, muntazam.
* Kurala uygun olarak, kusursuz bir biçimde...
* Düzgün yapan veya satan kimse.
* Gelinin düzgününü süren ve onu süsleyen kadın.
* Yüzüne düzgün sürmüş olan.
* Düzgün olma durumu.
* Kurallarla, yasalarla ilgili olan, kural, yasa koyan, normatif.
* Düzgüye uymayan, düzgüsü olmayan, anormal.
* Rakı, düz.
* Ayrıcinsten olan nesnelerin on iki tanesinin bir arada olması.
* Çok.
* Üzerinde girinti ve çıkıntı olmayan, düz, yassı.
* Üzerine, kesişen iki doğrunun her noktasının dokunması gereken yüzey, müstevî.