Büyük Türkçe Sözlük
* sert konuşan bir kimseye yumuşak bir dil kullanmak, alttan almak.
* Aşağılamak işi.
* Değerinden düşük göstermek.
* Küçültücü davranışlarda bulunmak, hor görmek.
* Aşağılanmak durumu.
* Aşağı duruma düşürülmek.
* Aşağı duruma düşme, mezellet.
* Aşağılık duruma düşmek.
* Aşağılatmak işi.
* Aşağılamak işine uğratmak, tenzil etmek.
* Aşağısı ve yukarısı olan, aşağısı yukarısı bir likte.
* Aşağı olma durumu, adilik.
* Niteliği düşük, adî.
* Kişinin gerçeklere uyan veya uymayan sebeplerle, benliğini yetersiz ve küçük görmesi.
* Kendini olduğundan yetersiz, yeteneksiz ve güçsüz görme duygusu.
* Aşağısamak işi.
* Bir kimseyi veya bir şeyi aşağılık ve değersiz göstermek, hafife almak, hafifsemek, tezyif etmek.
* Aşağı taraftaki.
* Başlıca, temel niteliğinde olan, esasî.
* Atomlarının dış elektron halkaları tamamıyla veya geçici olarak elektrona doymuş olan gazlar (helyum, neon, argon, kripton, ksenon), soy gazlar.
* Bölenlerinin kümesi iki elemanlı olan elemanlardan biri 1, öbürü sayının kendisi olan doğal sayı (lar).
* Bir canlının içinde veya üzerinde sürekli veya geçici olarak, onun zararına yaşayan başka canlı, tufeyli, parazit.
* Başkalarının sırtından...