Büyük Türkçe Sözlük
* garip, alışılmamış olmak.
* şaşırmak, ne yapacağını, ne diyeceğini bilememek.
* o şeyi tuhaf bulmak.
* Çorap, mendil, eldiven gibi giyime ve kurdele, dantel gibi giysi süsüne yarar şeyler.
* Tuhafiye satılan dükkân.
* Tuhafiye satan kimse.
* Tuhafiye satma işi.
* Tuhaflaşmak işi.
* Tuhaf olmak, tuhaf duruma gelmek.
* Saşırmak.
* Başkalaşmak, huyu değişmek.
* Tuhaf olma durumu, yabansılık, garabet.
* Tuhaf davranış.
* güldürecek şeyler yapmak.
* Bitmiş, tükenmiş.
* Çok azalmış olarak.
* Tükenmek işi veya biçimi.
* Tükenmek işi.
* Bitmek, sona ermek, artık kalmamak.
* Güçsüzleşmek, bitkinleşmek, yılgınlaşmak.
* Verimliliğini yitirmek, söyleyecek sözü kalmamak.
* Tükenmeyen, bitmeyen.
* Sonsuz.
* Bir kapta ekşitilen ve alındıkça su eklenerek çoğaltılan üzüm veya üzüm, elma, armut karışımı bir tür içecek...
* Ucunda küçük bir bilyasıbulunan ve içi özel bir mürekkeple dolu ince bir borucuktan oluşan bir kalem türü, tükenmez.
* Tükenmez olma durumu.
* Gücünü yitirmiş olma, çaba göstermeme durumu.
* Mal ve hizmetlerden yararlanan, satın alıp kullanan, tüketen kimse, yoğaltıcı, müstehlik, üretici karşıtı.
* Bitiren, mahveden.
* Harcanmak üzere tüketim mahalline sevkedilen gazıölçmekte kullanılan cihaz.