Büyük Türkçe Sözlük
* Lehim yapma işi.
* Lehimlemek işi.
* Lehimle yapıştırmak, lehimle tutturmak.
* Lehimlenmek işi.
* Lehimle yapıştırılmak.
* Lehimletmek işi.
* Lehim yaptırmak.
* Lehimle tutturulmuş.
* bir şeyin tarafını tutmuş olmak veya birinin yararına olmak.
* iyiliğini söylemek.
* bir kimsenin iyiliğine yardım eder olmak.
* (bir şeyden) yana olmak.
* Bir fotoğrafın, desenin veya karikatürün özünü anlatan yazı.
* Meşrutiyetçi.
* Eski Romalılarda, piyade ve süvarinin oluşturduğu askerî birlik.
* Birkaç takımdan oluşan asker birliği.
* Lejyon asker.
* Fransa'da légion d'honneur nişanı almış kimse.
* Kirliliği gösteren iz.
* Bir yüzeyde türlü sebepler dolayısıyla oluşan renk değişikliği.
* Yüz kızartacak durum, namussuzluk, kara, şaibe.
*...
* lekelemek.
* yüz kızartacak, onur kıracak durumla karşılaşmak.
* üstünde leke oluşmak.