Büyük Türkçe Sözlük
* Üzerine sis inmiş olan, sislenmiş, bulanık.
* Şişolma durumu.
* Şişolmaya elverişli.
* Deri altında fazla yağ toplanması sebebiyle vücudun her yanışişkin görünen kimse, şişko, mülâhham.
* Oldukça şişman, biraz şişman.
* Şişmanlamak işi.
* Şişman duruma gelmek.
* Şişmanlamak işi.
* Şişmanlamasını sağlamak, şişman duruma getirmek.
* Şişman olma durumu.
* Şişmek işi.
* İçi hava veya gazlarla dolarak gerilmek.
* Bir şey emerek hacmi büyümek, genişlemek.
* (vücudun bir yeri) İçine yabancı bir maddenin girmesiyle...
* Depremle ilgili.
* Depremyazar.
* En ince ayrıntılarıbilen, her hareketi gözleyip değerlendiren (kimse).
* Deprem bilimi uzmanı.
* Deprem bilimi.
* Kolayca yapraklara ayrılabilen, silisli, alüminli tortul kayaçların genel adı.
* Molozla karışık bütün moloz maddelerinin bilimsel adı.
* Bkz. Dizge.
* Düzen.
* Bir sonuç elde etmeye yarayan yöntemler düzeni.
* Yol, yöntem.
* Bir aracı oluşturan düzen, düzenek, tertibat.
* Model, tip.
* Dizgeli, sistemli.
* Toplum biliminde etkileşim alanlarını çeşitli sistemlere ayıran bilim yöntemi.
* Sayısal ve ekonomik konulara belli sistemler çerçevesinde bakan.