Büyük Türkçe Sözlük
* Yüzlerce yıl.
* Yüzyıllık.
* Aşırmak işi.
* Başkalarının yazılarından bölümler, mısralar alıp kendininmiş gibi gösterme veya başkalarının konularını benimseyip değişik...
* Bir çarkı döndürmek için kasnaktan kasnağa geçirilen kuşak biçimindeki kayış çember.
* Başkasına ait olan bir şeyi izinsiz alma.
* Bir yazarın başka bir yazarın eserinden konu veya biçim alması.
* Yüksek veya geçilmesi güç bir yerin üstünden öte yanına geçirmek.
* Çalıp götürmek.
* Tehlike içinde bulunan bir şeyi acele kaçırmak.
*...
* Çalma, aşırma.
* Aşırma işi.
* Aşırtmak işi.
* Aşırmak işini yaptırmak.
* Aşırmak.
* Herhangi bir hastalığa karşı aşılanmamış olan (kimse).
* Kendisine aşı yapılmamış (bitki).
* Yardımcı.
* Araştırma görevlisi.
* Asistan, araştırma görevlisi olma durumu asistanın görevi.
* Turnusolün mavi rengini kırmızıya çevirmek özelliğinde olan ve birleşimindeki hidrojenin yerine maden alarak tuz oluşturan hidrojenli birleşik...
* Siper, kuytu yer.
* Aşılacak yer.
* Dağ geçidi.
* Aynı zamanda asit ve alkol gruplarını içeren birleşiklere verilen ad.
* Bkz. borik asit.
* Bkz. fenol.
* TAŞ durumundaki aşıboyası.
* Bir asidin özelliğini, konsantrasyon derecesini ölçmeye yarayan cihaz, asidimetre.