Büyük Türkçe Sözlük
* Üzerine herhangi bir şey asmaya yarar nesne.
* Pantolon veya giysilerin düşmesini önlemek için omuzdan aşırılan bağ.
* Artırma, eksiltme gibi...
* sonuca vardırmamak.
* (bir iş) bir engel dolayısıyla sonuca varamamak.
* Askısı olan.
* Avcıların sırtlarına taktıkları askı takımı.
* Asılıp saklanacak sebze, meyve.
* Vestiyer.
* Belli bir süreyi aşmış, ötesine geçmiş.
* Benzerlerinden üstün.
* Çok, fazla.
* Birey ve evrenseli birleştirmeye çalışan ahlâkî nitelikli Amerikan felsefesi.
* Başkalarının sırtından geçinen.
* Karşı cinsi rahatsız eden kimse.
* altı boşalıp desteği kalmayan yapıyı dikmelerle boşlukta tutarak yıkılmaktan kurtarmak.
* oturmuş veya batmış bir gemiyi yüzdürmek için başka...
* evlenecek kimselerin durumunu nüfus kayıtlarının bulunduğu yerde askı yoluyla ilân etmek.
* ipek böceği koza sarmak üzere dallara çıkmak.
* Sporları ask denen torbalar içinde oluşan (mantar).
* Asklı mantarların sporuna verilen ad.
* Hiçbir zaman, hiçbir biçimde.
* Bkz. Aşılama.
* Bkz. Aşılamak.
* Zodyak üzerinde, Yengeç ile Başak burçları arasında yer alan burcun adı, Zodyak.
* Kedigillerden, erkekleri yeleli, yırtıcı, Afrika'da yaşayan...
* Havuz kenarlarına konulan ve ağzından su akan aslan biçiminde süs taşı.
* boylu boslu, güçlü ve yakışıklı.
* sağlığı yerinde.
* aslan gibi güçlü ve cesur duruma gelmek.