Büyük Türkçe Sözlük
* fazla rüzgâra karşı yelkeni kasmak.
* bağları koyuverip kısılmış yelkeni açmak.
* Camadan giymiş olan.
* İç giysisi.
* Yıkanması gerekli kirli.
* Kirli eşyaları yıkama işi.
* iç giysilerini çıkartıp temizlerini giymek.
* Çamaşırların daha çabuk, daha iyi temizlenmesini sağlayan kimyasal birleşim.
* Çamaşır saklamada kullanılan çekmeceli dolap.
* çok çamaşır yıkamaktan aşırı yorulup hasta olmak.
* Nakış yapmakta kullanılan ipek iplik.
* Kurutmak için üzerine çamaşır asılan ip veya tel.
* Çamaşırların içinde yıkandığı, metal veya plâstikten yapılmış, geniş kap.
* Çamaşır yıkamaya yarayan araç.
* Kurutmak için asılmış çamaşırları ipe sıkıca tutturmak amacıyla kullanılan küçük, tahta veya plâstik kıskaç.
* Çamaşır yıkamak işinde kullanılan beyaz sabun.
* Kirli veya yıkanmış çamaşırların içinde toplandığı sepet.
* Beyaz çamaşırların yoğun veya asitli kirlerini eritmek için kullanılan sodyum karbonat.
* Çamaşırların beyazlığını ve kolayca temizlenmesini sağlayan kimyasal birleşimli su.
* Fanilâ, don, gömlek, çorap, mendil gibi eşya, bir arada bohçaya konulup verilen hediye.
* Para ile başkalarının çamaşırını yıkayan kimse.
* Çamaşırcının işi.