Büyük Türkçe Sözlük
* Bir kimsenin acımasına yol açmak, merhamete getirmek.
* Üzüntü duyulacak, merhamet edilecek durumda bulunan.
* Acınılmak işi.
* Acınmak işine konu olmak.
* Açınmak işi, inkişaf.
* Bir cismin yüzeylerinin açılıp bir düzlem üzerine yayılması.
* Açınmak işi.
* Acınmak işi.
* Gelişmek.
* (tohum, hastalık için) İçindeki yetenekler uyanarak amacına varmak, gelişmek, inkişaf etmek.
* Acımak işine konu olmak.
* Başkasının hesabına üzülmek, yazıklanmak, yerinmek, eseflenmek, esef etmek, teessüf etmek.
* Açınsamak işi, istikşaf.
* Bir yerin özelliklerini ortaya çıkarmak için araştırma ve inceleme yapmak, istikşaf etmek.
* Bkz. iletki.
* Az acı, acımtırak.
* Yaban turpu.
* Açmak işi veya biçimi.
* Bir kuruluşu çalışmaya başlatma.
* Herhangi bir toplantıyı başlatmak için yapılan ilk konuşma.
* Açı ile ilgili.
* Açı ile iç bölgesinin birleşiminden oluşan düzlem parçası.
* Ay ve Güneş gibi gök cisimlerinin iki doğrusu arasındaki açı.
* Hareket eden bir cismi duran bir noktaya birleştiren doğru parçasının birim zamanda taradığı açı.