Büyük Türkçe Sözlük
* Buğudan geçirmek, buğuya tutmak.
* Bazı yemekleri buğu ile pişirmek.
* Buğulandırmak işi.
* Buğulanmasına yol açmak.
* Buğulanmak işi veya biçimi.
* Buğulanmak işi.
* Üzerinde buğu oluşmak, buğu ile kaplanmak.
* Buğulaşmak işi, buharlaşma.
* Buğu durumuna gelmek, buharlaşmak.
* Suyu buğu durumuna getirmek için kullanılan (araç).
* Üzerinde buğu bulunan, buğulanmış.
* Süzgün, dalgın bakışlı olan (göz).
* Nemli, dolu dolu, yaşlı.
* İçinde bulunduğumuz gün.
* İçinde bulunduğumuz çağ, zaman.
* İçinde bulunduğumuz günde.
* bugün birinin başına gelen kötü bir durumun, daha sonra başkasının da başına gelebileceğini hatırlatmak için söylenir.
* çok yakında, nerede ise.
* hemen şimdi, derhal.
* az zaman sonra.
* bugün yaşayanlardan gelecek kuşaklara.
* "unutma ki", "şunu iyi bil ki" anlamında kullanılır.
* bugüne değin.
* Bugüne özgü, bugün olan, bugün yapılan.
* şimdi, içinde bulunduğumuz zamanda, şimdiki şartlarda.
* sağlanmış bir kazancın umulan daha büyük bir kazanca feda edilmemesini öğütler.