Büyük Türkçe Sözlük
* Bkz. nıkris.
* Klâsik Türk müziğinde, dizisi bir sekizli içinde gösterilebilen basit görünüşlü bir birleşik makam.
* Nilüfergillerden, yaprakları yuvarlak ve geniş, çiçekleri beyaz, sarı, mavi, pembe renkte, durgun sularda veya havuzlarda yetişen bir su bitkisi...
* İki çeneklilerden, örnek bitkisi nilüfer olan bir familya.
* Yarı.
* Kara bulut.
* İyilik, lütuf, ihsan.
* İyi yaşamak için gerekli her şey.
* Yiyecek içecek, özellikle ekmek.
* Yararlanılan imkân.
* şeref saymak.
* Yenen, içilen şeyler üstüne yemin sözü.
* Bkz. kısmetini ayağıyla tepmek.
* İyilik bilir (kimse).
* Torunu olan kadın, büyük anne.
* Yaşlı kadınlara seslenmek için kullanılır.
* Küçük çocukları uyutmak için söylenen türkü.
* Söylenen ninnilerin sonunda tekrarlanan söz.
* Bu tür bestelenmişeser.
* İki bağlantı parçasını birbirine yakın olarak eklemekte kullanılan özel parça.
* Belli sayıda noktanın konumunu kesinlikle tespit edebilmek için, bu noktaları tepe olarak kabul ederek, bir alanı üçgenlere bölme işi.
* Nirengi yoluyla çıkarılan harita.
* Nirengi işleminde ayrılan üçgenlerin tepe noktası.
* Gemicilerin seyir için kullandığı doğal yön noktası.
* Başlangıç.
* Duvar içinde bırakılan oyuk, göz, hücre.
* Klâsik Türk müziğinde rast makamı ve uşşak makamının buselik "si" perdesiyle oluşmuş bir makam.
* Amonyak tuzu.