Büyük Türkçe Sözlük
* (asker, polis vb.) bir yeri, bir kimseyi, bir aracı gözetlemek, korumak gibi amaçlarla bulunduğu yerden belli bir süre ayrılmamak.
* sıra ile...
* belli zamanlarda mızıka çalmak.
* Halk arasında ilâç olarak kullanılan billûrlaşmış şeker.
* Nöbet bekleyen, nöbet sırası kendisinde olan (kimse).
* Nöbetçi olma durumu.
* Nöbet sırasıyla, nöbetle, münavebe ile.
* Nöbetleşmek işi.
* Sıra ile nöbet görevini yapmak.
* Davranışı kaba, sert ve gönül kırıcı olan, nadan.
* Kaba, sert, kırıcı(bir biçimde).
* Nobran olma durumu veya nobranca davranış.
* Bkz. loda.
* Üvendirenin ucuna çakılmış sivri demir çivi.
* Nodullamak işi.
* Hayvanı üvendire ile dürtmek.
* (işiçin) Dürtmek, uyarmak, hatırlatmak.
* Nodullanmak işi.
* Nodullamak işine konu olmak.
* Hristiyanların, İsa'nın doğum gününü kutladıkları yortu.
* Noel yortusunda Hristiyanların mumlarla ve oyuncaklarla süsledikleri küçük çam ağacı.
* Gemilerde çeşitli anlamlar taşıyan ışıklı işaretlerin...
* Hristiyan çocuklarına Noel gecesi gelip kendilerine armağan bıraktığı anlatılan ak sakallı masal ve efsane kahramanı.