Büyük Türkçe Sözlük
* Uğursuzluk, kademsizlik, şeamet, kötü, berbat.
* Atom çekirdeği ile ilgili, çekirdeksel.
* Atom çekirdeğinin parçalanmasından doğan enerji.
* Uranyum, plutonyum gibi atom çekirdeklerinin parçalanmasından yararlanılarak enerji elde edilen kaynak.
* Nükleer reaktör yardımıyla elde edilen enerjiyi dağıtan merkez.
* Nükleer enerji ile yıkım gücü sağlayan silâh.
* Atom çekirdeğini oluşturan proton ve nötronun ortak adı.
* Proteinlerin nükleik asitlerle kurduğu moleküler birlik.
* Nüksetmek işi.
* (hastalık veya başka bir durum) Geri dönmek, yeniden başlamak, depreşmek.
* İnce anlamlı, düşündürücü ve şakalısöz, espri.
* Yazıda, resimde, sözde ve davranışta ince, derin anlam, espri.
* nükteli söz söylemek.
* İnce, güzel nükteler yapan (kimse).
* Nükteci olma durumu.
* Nükteci.
* Nüktecilik.
* Nükte ile süslenmiş, nüktesi olan, esprili.
* Nüktesi olmayan.
* Vazgeçme.
* caymak, vazgeçmek.