Büyük Türkçe Sözlük
* Yıldızların yüksekliğini ve açı uzaklığını gözlemeye yarayan alet.
* Sekiz sesten oluşan ses dizisi, bir do sesiyle ondan sonraki do sesi arasındaki uzaklık.
* Şehre giren şeylerden alınan vergi.
* Okuyup yazmadan başlayarak en yüksek düzeyde bilim ve sanat bilgisi vermeye kadar, çeşitli derecede toplu olarak öğretimin yapıldığı yer...
* Öğrenci.
* Derslere girmeyip, okul dışında vakit geçiren.
* Okulda öğrencilerin kalem, defter, kitap, yiyecek vb. ihtiyaçlarını karşılayan kuruluş ve satış yeri.
* Çocuğun okul çağına girmesinden önceki çağı.
* Bu çağla ilgili, bu çağa özgü.
* Okul çağından sonra gelen çağ.
* Bu çağla ilgili, bu çağa özgü.
* öğrenime son vermek.
* Okul arkadaşı.
* Optik aletlerinde objektiften aldığı ışınları göze veren mercek sistemi.
* Okullaşmak durumu.
* Okul durumuna gelmek.
* Bir okula devam eden kimse, öğrenci.
* Bkz. gizlicilik.
* okuldan kaçmak, derslere girmemek.
* Okumak işi, kıraat.
* Okuma becerisini kazandırmak amacıyla içinde değişik metinlerin bulunduğu kitap.
* Zamanın belli bir bölümünü okumaya ayırma anı, okuma vakti.