Büyük Türkçe Sözlük
* Göden, göden bağırsağı.
* Rekzetmek işi.
* Dikmek, saplamak, kurmak.
* Aruz ölçülerinden biri.
* Klâsik Türk müziğinde bir usul.
* İskambillerle oynanan bir tür oyun.
* Kumda birtakım çizgiler çizerek fala bakma.
* Bu biçimde bakılan fal.
* kumda bir takım çizgiler çizerek fala bakmak.
* Kumla fala bakan kimse.
* Remilcinin işi.
* Sembol, rumuz.
* Geyikgillerden Kuzey Kutbuna yakın soğuk bölgelerde koşum hayvanı olarak kullanılan ve etinden, sütünden, derisinden de yararlanılan evcil bir...
* İncinmiş, kalbi kırılmış.
* incitmek, kalbini kırmak.
* incinmek, kalbi kırılmak.
* Rencide olma durumu.
* Tarla, bağ, bahçe, yapı ve toprak işlerinde ağır işleri gören gündelikçi, ırgat.
* Çiftçi.
* Rençper olma durumu, rençperin işi, ırgatlık.
* Tahta yüzeyleri pürüzsüz duruma getirmek, biçim vermek için marangozların kullandığı araç.
* Üzerinde küçük delik ve kesici çıkıntıları bulunan...
* Rendelemek işi.
* Rende ile pürüzlerini gidermek, istenilen biçimi vermek.
* Rende ile ufak parçalara ayırmak.