Büyük Türkçe Sözlük
* Açısal hızın birim zamanda değişen niceliği.
* Belli bir açı düzeyinde gerçekleşen sapma.
* Gök cisimlerinin (yıldız veya gezegen) birbirlerinin karşılaşma düzlemine göre uzaklığı.
* Hareket eden cismin birim zamanda gözlemciye göre aldığı yol.
* olumsuz, kötü sonucu ortaya çıkmak.
* bir şeyin acısını pek çok duymak.
* olmadan olacağı düşünerek çok üzülmek.
* bir kimse bir yakınının ölümünden büyük üzüntü duymak.
* acılığını gidermek.
* sızıyı dindirmek.
* kederini azaltmak.
* şikâyet etmeden üzüntüye katlanmak.
* yapılan yanlış bir işin kötü sonucunu görmek.
* (tat için) acılığını yok etmek.
* uğradığı maddî veya manevî zararı karşılayacak bir iş yapmak.
* öç almak, intikam almak.
* bir yakınının ölümünü görmek.
* Tadı acı olmayan.
* Ağrı, sızı duyulmayan.
* Üzüntü, sıkıntı olmayan, kedersiz.
* Bir duvarda açık bırakılmış bulunan kapı, pencere, kemerleme benzeri açıklık.
* Acıtmak işi veya biçimi.
* Acıtmak işi.
* Acılık vermek.
* Ağrı ve sızı duymasına sebep olmak.
* Acıma duygusu olan (kimse).
* Acımak işi veya biçimi.
* Bkz. acyo.