Büyük Türkçe Sözlük
* Soğuk gibi, soğuğa benzer.
* Soğuğa yakın.
* Kolayca öfke, telâşheyecana kapılmayan, serin kanlı.
* Olaylara ve gelişmelere sakin, ılımlı ve temkinli yaklaşan (kimse).
* Vücut ısılarıyaşadıkları ortamın ısısına göre değişen hayvanlar.
* kolayca, öfke, telâşve heyecana kapılmamak.
* Soğukkanlı olma durumu, serin kanlılık.
* Üşüterek hastalanma, soğuk algınlığı.
* Üşüterek hastalanmak, soğuk almak.
* Soğuklaşmak işi.
* Soğumak.
* İlgisiz, isteksiz, sevimsiz bir durum almak, soğuk davranmak.
* Soğuklaştırmak işi.
* Soğuk duruma getirmek.
* Soğuk olma durumu, soğuk bir etki yapan şeyin özelliği.
* Yemeğin sonunda yenen meyve, hoşaf, komposto gibi şeyler.
* Hamamlarda yıkanılan yerle...
* Soğulmak işi.
* Suyu veya sütü çekilerek pörsümek.
* Irmak, kuyu, pınar gibi yerlerde su çekilip yok olmak.
* Bkz. sövülme.
* Bkz. sövülmek.
* Soğumak işi.
* Isısınıhızla veya yavaş yavaş yitirerek soğuk duruma gelmek.
* Birine karşı olan sevgi veya bir şey için duyulan istek kalmamak.
* Soğuma durumunu ölçmeye yarayan alet.