Büyük Türkçe Sözlük
* Çalışma yerlerinde öğle vaktinde yemek yeme, dinlenme gibi amaçlarla işi bir süre bırakma.
* Bkz. öğle paydosu.
* Genellikle öğle yemeğinden sonraki kısa süreli uyku.
* Günün öğle saatleri.
* Öğle saatlerinde yenen yemek.
* Öğle.
* Meridyen düzlemi, nısfınnehar.
* Tatlısularda yaşayan, kamçı biçimindeki uzantısı ile hareket eden mekik biçimindeki bir hücreli.
* Örnek hayvanı öglena olan kamçılı bir hücreliler sınıfı.
* (ikili öğretim yapan okulda) Öğleden sonra ders gören (öğrenci), sabahçı karşıtı.
* Öğleyin.
* Öğleye yakın bir zamanda.
* Öğleye yakın zaman.
* Öğle vakti, öğle üzeri.
* Bkz. ovmaç.
* Bkz. ovmak.
* Bkz. övmek.
* At sürüsü.
* Öğrenme amacıyla ilk yapılan iş.
* Öğrenim görmek amacıyla herhangi bir öğretim kurumunda okuyan kimse, talebe, şakirt.
* Bir bilim veya sanat yetkilisinin gözetimi ve yol...
* Öğrenci olunduğunu gösteren yazılıbelge.